4.9.10

İkametgah İlmuhaberi

Geçenlerde öğleden sonrası için izin aldıydım. Gerek resmi dairelerdeki işlerimi halletmem, gerekse de ikametgah ilmuhaberi çıkartmam gerekiyordu. Evet yanlış duymadınız, ikametgah ilmuhaberi. Hava kuvvetleri, kendi arazisinde olmadığım vakitlerimde nerede olduğumu bilmek istedi. Eyvallah dedim. Anlatayım.

Bir muhtarımızın olduğundan bile bihaberdim. Her hududun bir muhtarı oluyormuş. Zamanında oy da atmam gerekmiş mesela. Nerede olduğunu ise hiç bilmiyordum. Bu çağda kimin muhtara işi düşüyor ki zaten? Neyse, aramaya başladım. Epeyce gezdikten sonra, sora sora sonunda muhtarlık binasını buldum. Benden size bir ipucu: Civardaki en temiz ve bakımlı sokak muhtarlığın olduğu sokak oluyormuş. Yeni yapılmış, prefabrik bir bina. Aslında biraz daha büyük olsa cümbür cemaat, ailecek yaşanır bunun içinde. Kapalıydı. Açık mı olacaktı bir de, yok artık! Gerçekçi olun. Kapısında bir not: “muhtar bakkalda, hemen bir sokak aşağıda.” Bizim muhtar bakkalmış(bakkalcı?) meğersem. Ya da bakkal bizim muhtarmış. Sıralamayla nasıl da karizma değişiyor dimi? Gittim buldum bakkalı. Arkadaş bu civarda da her yer bakkal, market filan. Bisiklet tamircisi yok mesela. Millet boğazını zor geçindiriyor, çok belli. Bakkala girdim, bir müşteri vardı sıramı bekledim.

-“ne istemiştin?”
-“ikametgah ilmuhaberi…”

Bakkaldan ikametgah ilmuhaberi isteyen ilk kişi olmanın buruk sevinci var üstümde.

-“ikametgah kağıdı veriyoruz.”
-“ne farkı var?”
-“bir farkı yok da öyle deniliyor artık”
-…

Dünyanın en entelektüel muhtarı bizimki olmalı. Sonuçta bakkal işletiyor, matematiği de fena değildir diye tahminde bulundum. 60’lı yaşlarında, 6 oku kalbinin üstünden eksik etmeyen, saç sakal bıraksa şirin dede tipinde olacak biri üstelik. Saç bıraksa diyorum ama kel olunca biraz zor tabii… 

-“burası bakkal yalnız, muhtarlık binasına geç geliyorum.”

Türkçe her yere çekilebiliyor, bu huyunu bazen hiç sevmiyorum.

-“tamam, bekliyorum.”

Ucu açık bir cevap verdim tabii ki. Gittim, bekledim, geldi, belgemi aldım. 30 dakika. İkametgah ilmuhaberi 3TL.

Ertesi gün hava kuvvetlerine girerken, nelerle aldığım belgeyi nizamiye çavuşuna verdim. Abartıp, evladımı vermiş gibi üzüldüm derdim, ama bu hiç komik değil. Aldı inceledi bir süre. Dayanamadım…

-“ne dersin yakınlarda gömülü gizli cephane var mıdır?”
-“ahuahauha”

Güldü. Tamam erleri severim sayarım ama ciddi sorduğum bir şeye gülünmesine de katlanamam. Benim de prensiplerim var sonuçta.

-“neye gülüyorsun?”
-“abi, dediğine güldüm”

İnsanlara o anda yaptıkları eylemi neden yaptıklarını sorunca; o eylemi yapmayı bırakıyorlar. Neden ağlıyorsun dediğinde, her çocuk sorunun kroşesinden kurtulana kadar ağlamayı keser mesela. Bu yüzden niye beni seviyorsun demeyin siz siz olun. Sevmeyi de bırakabilir insan. Bunun tersi olmuyor düşünmeyin boşuna.

-“hayırlı nöbetler o zaman,” dedim. “sizin tuttuğunuz nöbetler sayesinde biz güven içinde uyuyoruz…”

Yerse. Yerseniz.

-“sağol abi.”

Bunu da ciddiye aldı mesela. Askerlerle anlaşmak için üniforma giymeniz lazım. Olmazsa olmuyormuş yoksa.

İkametgah ilmuhaberi 3TL. 

6 yorum:

kepazeyim dedi ki...

bizim muhtar geçen seneye kadar kahvede ona ayrılmış bi masa ve daktiloya sahip bi celepti :) muhtarlar genelde tüpçü/sucu olur ama.

özcan dedi ki...

bizimkisi tam donanımlı, laptop'tan çıktı filan alıyor. dedim ya dünyanın en entel muhtarı diye =)

Adsız dedi ki...

Merhaba :) Acaba neden konuşma çizgilerinin başına tırnak işareti koydun ki? Gerek yok aslında.Bir de "İnsanlara o anda yaptıkları eylemi neden yaptıklarını sorunca; o eylemi yapmayı bırakıyorlar. Neden ağlıyorsun dediğinde, her çocuk sorunun kroşesinden kurtulana kadar ağlamayı keser mesela. Bu yüzden niye beni seviyorsun demeyin siz siz olun.
Sevmeyi de bırakabilir insan. Bunun tersi olmuyor düşünmeyin boşuna." Burada son cümle metnin bütünüyle alakasız olmuş sanki. :/
Ama ufak bir detaydan hoş bir yazı çıkarmışssınız sayın Özcan Bey :)
Bu metnin türünü ne olarak düşünmüştün?

özcan dedi ki...

konuşulanlardan alıntı olduğu belli olsun diye =)her gören onların konuşma çizgisi olduğunu anlamaz diye hem =)
son cümle, son iki cümle için yazıldı orada. beni neden sevmiyorsun dediğinde kimse sevmeye başlamıyor.:\
teşekkür ederim =)bir tür düşünmedim ki. gece uyku tutmayınca, yazmaktan daha önemli bir iş bulamadım, yazdım.

Melike dedi ki...

muhtarların maaşı yok, sanırım belgelerden alınan ücretler gelir kaynakları. ankara'da bütün muhtarlıklar bakımlı son bir kaç yıldır. ikametgah ilmuhaberinin bu kadar az gerekmesi de senin şanslı olduğunu gösterir :) bana sürekli gereken bişiler oluyor :)))
muhtarımız kadın. bence çokzel bi durum.
çağrışımlarımı durdurdum, selam ederim.

özcan dedi ki...

muhtarlar askeri ücretten daha fazlasını alıyormuş.

Yorum Gönder

 
Okuduklarınız tamamen benim yazdıklarımdır.
Okuduklarınız tamamen size kalmıştır.
yine beklerim.