27.10.10

Cevapsızlık



Bazen hiçbir sebep yokken kendimi dört duvar arasına sıkışmış gibi hissediyorum. O anda nerede olduğum,ne yaptığım ya da kiminle konuştuğum hiç önemli değil. İnsanlığı sorguluyorum, dünyayı sorguluyorum, hatta evreni sorguluyorum. Var olmayı sorguluyorum. Niye sorusuna cevap arıyorum, arıyorum ama bulamıyorum.

Sonra bir şarkı açıyorum bana geçmişi hatırlatıyor. Şimdi sırası değil diyorum kapatıyorum. “Kadınlar şarkı gibidir, sözlerini unutsanız bile melodisi aklınızda kalır” sözünü hatırlıyorum ve gülüyorum. Aslında gülmüyorum da… Sonra düşünüyorum, dört duvar arasında olmak ne kadar yanlış yorumlanmıştır ve kullanılmaktadır. Her odanın altı yüzü vardır halbuki. Ben altı duvar arasında kalıyorum.

Tüm karamsarlığım üzerime çöküyor. Optimistliğin aksine karamsarlığın bir limiti yok. Sonuçta iyi maaş alıyorum diyen biri, aslında ne kadar para alamadığını hiç düşünmez. Aldığı para kadar optimisttir. Kazanamadığı kadar, ki bu epeyce çok ediyor, pesimist olma lüksü vardır. İnsan pesimist olmaya görsün, düştüğü yerin dibi bile olmuyor.

Sonra dip deyince aklıma Tyler Durden geliyor. “Sen işin değilsin; kazandığın para değilsin; cüzdanındaki para değilsin; sürdüğün araba değilsin; giydiğin kıyafet değilsin; sen dünyanın boktanlığında şarkı söyleyip dans eden birisin”. Ben bunların hiçbiri değilim. Bazen herkesin bir Tyler Durden’ı ihtiyacı oluyor. Ben gerçekten neyi istiyorum? Ben aslında kimim? Bu soruların cevabını gösterecek bir arkadaşa herkesin ihtiyacı oluyor.

Şu anı yaşa sözüne de bitiyorum. E ben şu anda anı yaşıyorum ama o an benim ağzıma sıçıyor, şimdi ne olacak? Hakikaten, yaşamak nasıl bir şeydi?

Dedim ya insanları, hayatı sorguluyorum diye. İşte ben dünyanın en iyi insanı olsam dahi babamı bir gün fazladan göremeyeceğim. Protonu 0.9c hızla gitmesi babamı bir gün daha fazladan görmemi sağlamayacak. Lanet olsun böyle bilime. 6 yıl tıp okuyup, bir sürü ameliyata girip, binlerce serum taksan bile babamı bana bir gün daha fazladan gösteremeyeceksin. Lanet olsun böyle tıpa. Bu kader ya da alın yazısı denilen şey çok boktan bir şey. Köşeye sıkışmış kediyi ezerek öldüren insanlar, 12 yaşındaki kıza toplu tecavüz eden kişiler yaşamaya devam ederken ben babamı bir gün daha fazla göremeyeceğim. Varoluş çok adaletsiz.

Soru şu:

İpler haricinde bir kukladan neyimiz eksik?

Cevapları bulamıyorum…

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Benim sorum da şu sana Özcan bey :)
Bu yazıyı okuken neden gözlerimde yaşlar ve boğazıma düğümlenen kelimeler var? Çok etkilendim gerçekten, eline, ruhuna, zihnine sağlık....

özcan dedi ki...

Bilemedim :/

Melike dedi ki...

o insanların -örnek verdiğin- hayat deneyimlerini bilebilir misin? onlar acı çekerken, o hale gelirken senin keyfin yerindeyse bu dünya adil mi olacak? kukla değilsin, başına gelenlerle mücadele etme biçimin seni özgür kılıyor.

özcan dedi ki...

o insanların çektikleri yaptıkları şeyi affettirmez, suçlarını hafifletmez bile. senin de dediğin gibi "örnek vermişim" orada. Onlar da kendi bloglarında beni örnek verip Özcan küçükken orta direk bir ailede büyümüş, biz ise fakir; var olmanın hiç adaleti yok diyebilirler. Onların da yaşamak babam kadar hakları ama babam kadar yaşamayı hak etmiyorlar. bunun aksini iddia edemezsin. aradaki farkı da bence anlarsın asdlkjlj özgürlük tanımlarımız farklı tamamen. mücadele olan yerde özgürlük benim için tanımsızdır. ayrıca gösteri bittikten sonra kuklalar da özgür kalıyor. kalmıyor mu? özgürlük oysa eğer.

Adsız dedi ki...

Özcan,mücadelenin olduğu yerde özgürlüğün tanımlanamıyor olması neden ki? :/ Bu arada bu yazıyı her gün okuyorum ve çok duygulandırıyor beni... :( Umarım her şey senin için ve ailen için çok daha iyiye gider...sevgili dostumm...

özcan dedi ki...

orada kullandığım "tanımsız" kelimesi daha çok bilimsel anlamıyla. integralin tanımlı olması için fonksiyonum sürekli olması gerekir bla bla gibi. özgür olmak için mücadele edersin ama mücadele olan yerde integral(burada özgürlük oluyor) tanımsızdır. ben öyle düşünüyorum en azından.

Yorum Gönder

 
Okuduklarınız tamamen benim yazdıklarımdır.
Okuduklarınız tamamen size kalmıştır.
yine beklerim.