24.12.10

Sevmek Üzerine

“ben sevmekten hiç borçlu çıkmadım”

Üstat böyle buyurmuş zamanında. Bir şairin yazdığı -hele ki bu şair Özdemir Asaf ise- bir cümleyi yorumlamadan önce düşünmeyi düşünmek lazımdır. Bu cümleyi çok düşündüm.

Yeryüzünde bir insan var mıdır ki bütün sevgilerinin karşılığını almış olsun? Ya da bir insan var mıdır ki tüm sevgilerinde karşılık beklememiş olsun? Hiç sanmıyorum. Durum böyleyken şair bu cümleyle neyi anlatmak istemişti?  “Geleceğim, bekle dedi, gitti / ben beklemedim / o gelmedi / ölüm gibi bir şey oldu / ama kimse ölmedi.” mısralarını yazan birinin de dünyanın en mutlu ya da en şanslı insanı olmadığı, dolayısıyla her sevgisine karşılık bulmadığı da çok açıktı.

Her sevgiden geriye kalanlarla yetinmek, yani “yine de güzeldi” diyebilmek mümkün müydü peki? Pişmanlık yaşamaktansa hayatı onlarca parçaya bölüp, her parçasının kıymetini bilmek; hayatı bir bütün değil de onlarca parçadan oluşan bir çeşit emanet (kişisel gelişim kitaplarının ne kadar boş olduğunu en iyi anlatan cümle “hayat size verilmiş bir hediyedir.” cümlesidir. Geri alınan şeyin adı hediye değildir. Ayrıca hediye şeyler ‘gün’lük kullanılmaz.) olarak düşünmek mümkün müydü acaba? Bu soruların yanıtı belki de bendeydi.


Gözlerimi kapadım. Zuhal Olcay’ın insanı kendisine aşık eden kadınsı sesi, en sert kalpleri bile sızlatacak melodiler eşliğinde odanın sessizliğini arttırıyordu. Yatağımda uzanıyordum. Sağ tarafımda duran “okuma kitabı” ile diğer tarafımda duran “diz üstü bilgisayar”ın medeniyet savaşı acaba ne zaman patlayacak endişesinden kurtulup, şarkıların arttırdığı sessizliği bozacak düşüncelere odaklandım.

Şairden empati yapmasını için rica ettim… Çok mutlu olduğum, dinlemekten hiç bıkmayacağımı düşündüğüm, “:(“ yaptığında bile yerle bir olduğum o güzel günleri düşünmesini; sonra da şu anki mutlu olmak için harcayacak enerjimin bile olmadığını, her şeyin anlamını yitirdiğini, bazı günler her şeyin hiçbir şey, diğer günlerde de hiçbir şeyin her şey olduğunu görmesini istedim. Şimdi söyle bana ben bu sevgiden borçlu çıkmış mıyım? Pişman olmalı mıyım? “Yine de güzeldi” diyerek kendimi avutsam, hayatımı onlarca parçadan düşünüp, yaşanması gereken bir parçayı yaşadığımı, artık geriye kalanların kıymetini bilmem gerektiğini söylesem kendimi inandırmış olur muyum? Şairin yüzüne baktım. Üzüntülü olduğu çok belliydi. Belli ki söyleyecek sözü de yoktu. Söyleyecek sözünüz olmadığında ya da söyleyemedikleriniz içinizde büyüdüğünde hiçbir şarkı sözü “so in a manner of speaking / i just want to say / that like you i should find a way / to tell you everything / by saying nothing” kadar canınızı acıtamaz.

Aşikar olan başka bir şey daha var; kendi düşüncelerinizde empati yapamazsınız.

Geriye tek bir şey kalıyordu, o da sevginin çeteresini tutmamak. Ben onu çok seviyordum, o beni az sevmiş; ben belki hala onu seviyorumdur ama o beni sevmiyordur gibi karşılaştırmalı sevgiden kaçınmak, sevgilerimizi sadece ve sadece kendi mutluluğumuz için beslemek şairi haklı çıkartabilir. Bazen ben bile kendi yazdıklarıma inanmıyorum… Gelin görün ki bir de huzur (Huzur için tek ve mutlak bir şartın olması da kahpe feleğin şairi haksız çıkarma biçimi. Huzur sadece sevdiğinizin eşdeğeri kadar sevildiğinizde olur. Huzur eşit kollu terazi gibi. Sol kefedeki sizin kalbiniz ve sevginiz, sağ kefedeki yüz yüze durduğunuz kişinin kalbi ve sevgisi ile dengede olmalıdır. Denge bir kere bozuldu mu hangisinin ne kadar olduğunu bilmenin yolu yoktur.) diye bir kelime var işte.

Ve hiçbir şiir

"Gitmek mi delisin,
beklememdir burada deniz.
Gitmek gibi geleceğim
Denizin delisine
Delinin denizi gibi
O ne kadar giderse..."

kadar güzel olmamalıdır.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Bu yazının fon müziği ise http://fizy.com/tr#s/1c1nv1
olmalı bence,hoş olurdu...

özcan dedi ki...

yeni albümlerine bu şarkıyı koymamışlar, çok kızdıydım. Çok güzel yorumlamış ama :/

bratislava dedi ki...

o şarkı ne idi? fizy çalışmıyor ya göremedim :(

Yorum Gönder

 
Okuduklarınız tamamen benim yazdıklarımdır.
Okuduklarınız tamamen size kalmıştır.
yine beklerim.