"Şehirlerin ruhu var mıdır sayın Özcan bey? varsa Ankara'nın ruhu ne renktir? :)"
Öncelikle ruhu nasıl kabul ettiğimizle alakalı. Ruhu “Bir kanun-u zîvücud-u haricî.” olarak alırsak, bu ruh sadece canlılara özgüdür. Ama bir şehri, içindeki insanlarla birlikte, yaşayan ve sürekli büyüyen bir organizma gibi düşünürsek, şehirler için de ruh gibi, belki adına "şehri anlatan şeyler" demek daha doğru, metafizik bir güç vardır. Bir şehrin misafirperverliği ile diğerininkini ayıran da içindeki insanların oluşturduğu bu ruhtur. İnsanın ruhu tek, bölünmez ve sökülüp atılamazken; bir şehrin ruhu onlarca parçadan oluşan, değişken ve demokratik katılımın sonucudur.
Ankara'nın ruhu da spektrumun görünür bölgesinin en az enerjili rengi olan kırmızıdır. Soğuk ve enerjisiz.
4 yorum:
Öncellikle soruma verdiğin cevabı bir yazı olarak cevapladığın için teşekkür ederim Özcan.Zaten bu sorunun kimden geldiğini tahmin edebiliyorsundur. :))
Ruhun ilk tanımı ile ilgili olarak hoş bir tanım vermişsin.Benim sorum biraz edebi içerikli olmuştu, biraz sanatlı söyleyiş kullandım; ama sen analitik ve mantıklı bakış açısına dayanıp, soruyu daha fiziki boyutta tutarak cevaplamışsın. İşte benim istediğim buydu, acaba edebiyatçıların bakış açısı, analitik anlamda bir bilimsel düşünce yapısına sahip objektif bakmayı daha iyi becerebilen bir sayısalcı tarafından nasıl yorumlanıyor.Sağolasın, güzel yorumun için :)
Rica ederim ve "analitik anlamda bir bilimsel düşünce yapısına sahip objektif bakmayı daha iyi becerebilen bir sayısalcı" kısmı için de ben teşekkür ederim =)
bipolar affektif bozukluk sahibi olan bir şehir varsa o da ankara. kimse ruhu yok diyemez o halde, sanırım
Neymiş, ne değilmiş diye baktım da evet çok güzel özetliyor Ankara'yı =)
Yorum Gönder